21 Ocak 2009 Çarşamba

Site Kurmaya Yardım Aranıyor

Blog olayının altından kalkamayan sitenin altından nasıl kalkar diye sormayın,malum askerlikte mantık aranmaz:)

Düşündüm taşındım,bir takım densiz arkadaşlarımın da gazıyla ufaktan bir net sitesi olayına gireyim(girelim) diyorum...

Görsel,arayüz,içerik hazırlama mevzularında da her tür yardımınız başım üstüne ama daha da fazlası,internet sitesinin yelkenlileri nasıl şişiririz,dümeni nasıl kırabiliriz gibi teknik konulara hakim arkadaşlar daha da bir saygıdeğer saylanacaktır:)

irtibat adresi malum üzere:

kurthang@hotmail.com

2 Aralık 2008 Salı

EFSANE DÖNDÜ!



Kendini bilmezlikten menkul cehaletten kaynaklanan mütecaviz bir sebebi yok bu başlığın, yanlış anlaşılmasın. Haftalar süren farklı mecralardaki koşturmaları bahane edip siteye arayı uzattıktan sonra bir yazı yazıp hemen “işte o efsane benim” diyecek fütursuzlukta değilim, böyle bir başlık atıyorsam tek sebebi on beş yıllık beklentinin karşılığını vermesi, Axl Rose ve yeni yandaşlarının ha çıktı ha çıkacak diye iliğimizi kemiğimizi kuruttuğu günlerin geride kalmış olması, “Chinese Democracy” nin raflardaki yerini alması.
İnternetten sayesinde çıkacak şarkıların hemen hemen ilk gitarda tıngırdatma halinden son kayıt haline kadar nice versiyonunu zaten dinlemiştik, ama albümün neticelenmiş olması başlı başına bir olaydır, tarihe kayıt düşmek adına özel vurgu gerektirir.
Neyse mevzunun derinlemesine irdelemesini yine blogumuza bırakalım, basketbol adına da ülkemizde güzel şeyler oluyor başlığına gelelim.
Ülker’in Adı, Efes’in Tadı
Konuyu çok uzatmadan derbiyi ana başlıklarla değerlendiriyorum ki sindirmesi kolay olsun:
• Turkish Daily News’dan sezon değerlendirmesinde ligin pazarlanması açısından bu sezon nerede olduğumuza dair bir soru gelmişti. İşte cevabı bu maçta gizli. İki devin kapışması, ligin muhtemelen en önemli eşleşmesi fazla taraftar gelmesin, olay çıkmasın diye hafta içine alınıyor. Eş dostla maçı seyre, inatla gidiyoruz neticede. Maç heyecanlı, her şey güzel, oyun durduğunda amigo kızlar nerede diye soruyorum, hanımla geldiğimizden haberleri oldu, başımız derde girmesin diye önlem aldılarsa lüzumu yoktur, eşim anlayışla karşılar diye düşünürken bu maçlarda kızlara çok küfür edildiği için ortaya çıkarılmadıklarını öğreniyorum. Alla Turca kelimesinin tam da böyle durumlar için “Türklere özgü” manasını vermesi için Fransızlarca üretilmiş bir kelime olduğunu biliyor muydunuz?
• Sakatlıklar elbette maç için fazlasıyla belirleyici oldu. Efes’te Kasun’un sakatlığı(ki niye bu sakatlık beni hiç şaşırtmadı bilmiyorum, sezon öncesi her Efes hakkında konuştuğuma Kasun sakatlanırsa takımın hali nice olur bilemem diyordum), F.bahçe Ülker’de ise özellikle Giricek ve Ömer Aşık’ın yoklukları önemliydi. Sezonun ikinci yarısında ve play-offlarda Allah bu oyunculara sağlık verirse çok daha renkli çarpışmalar izleyeceğimiz kesin.
• Maçın özellikle ilk yarısında çok ve basit top kayıpları maça damgasını vurdu diyebilirim. Sezonun henüz başları olduğu için her iki takım açısından da normal karşılanabilir ama bu ekipler Avrupa’da baharı görmek konusunda ciddilerse böylesi kusurları minimuma indirmeleri gerek. Faul atışlarındaki düşük yüzde ise artık hemen hemen ülkemizde sokak çocukları ya da töre cinayetleri filan gibi bir realite haline geldiği için fazla değinmiyorum.
• Geçen sezon ligin tozunu atan Shumpert ve Sinan Güler’in takımdaki gerçek yeri bu oynadıkları oyun mudur Ergin Ataman’a sormak lazım. Efes’in hocası ben dahil bir çok kişinin, kariyerine ve görev aldığı takımlara oynattığı basketbola bakınca bu sene kendisini yetiştiren klübe döndüğünde, beklentilerini çok yükseltmişti, ama şahsi fikrimce konuşmak gerekirse şu ana kadar yaptıkları bunların karşılığı olmadı.

Takımın 1 numarada sancısı dinmiyor. Vujanic kafasını kaldırmadan oynayarak yine iyi bile guardlık yapıyor diyebilirim. Ender de onun aksine fazla potaya bakıyor, filtreli gözlük filan alıp bir şeyler yapmak lazım ama bir yandan da neredeyse kariyerinin ortasına geldi, hala aynı şeyleri söyleyip duruyoruz. Tüm bunların yanında Engin Atsür ne tür bir suç işledi de hoca onu unutuyor anlayabilmiş değilim.

Başta da dediğim gibi Shumpert neredeyse takımda vazife oyuncusu haline gelecek, esasen her dokunduğu top bir şekilde altına dönüyor ama hücum setlerinde genellikle kısalara screen amaçlı kullanılıyor.

• Maçın en başından itibaren Efes seyircisinin “Lacivert-Beyaz” çekmeye yönelik her teşebbüsünde Fenerbahçe seyircisi lacivert seslerine “Sarı” diyerek yanıt verdi. Sonlara doğru sabır mı taştı, yoksa Efeslilerin baştan beri kurduğu tuzak mıydı bilemiyorum ama uzun zamandır gördüğüm en muntazam “Sarıııııı” “Kırmızıııı” yı karşı tribünlere çektirmiş bulundular. Fenerbahçeliler yenilgiden çok bu olayın etkisinde kaldılar gibi geldi.

(Turkbasket.com a yazdığım yazıyı serverlardaki değişiklikler sebebiyle sitede tadilatta olduğundan burada yayınlıyorum.Saygılarımla...)